BİR TÜRK GELENEĞİ OLARAK RAKI-BALIK
Rakı ve balık ikilisine ülkemizd egenel olarak sadece damak tadı olarak bakılmaktadır. Her ne kadar rakı ve balık ikilisi geçmişten günümüze bir gelenek noktası yaratsa da bu bağlar günümüzde biraz daha cılızlaşmıştır.
Günümüzde rakı balık ikilisi birçok retoran dahilinde kurumsal yönden açıklığa çıkmış bulunmatadır. Bu durum daha çok piyasa değerlendirme sistemini düşündüğümüzde bize rakı ve balık ikilisini damak tadı açısından değerlendirmek yerine maddi açılardan bakma fırsatını veriyor. Toplumlarda yeme, içme, yaşama biçimi genellikle bir gelenek çerçevesinde sınırlandırılmıştır.
Bu yüzden gerek içtiklerimiz gerekse yediklerimiz farklı kültür ve geleneklerde farklı biçimlerde yorumlanıp, yerleştirilebilir. Bu durum onu bizim pek çok açıdan değerlendirmemiz konusunda ipucu verebilir. Bu yüzden günümüzde türk geleneği olarak rakı ve balığı birçok açıdan değerlendirebiliriz. Bu ikilinin tek bir yorumlaması yoktur. Birçok yönden ele alınabilir. Yiyecek ve içecek açısından tarihsel gelişimi takip ederken Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirleri de göz önünde bulundurmamız gerektiğinin altını çizmek gerekir. Yorumlamanın çeşitliliği olduğu için de onu tek bir kalıba sığdırarak sınıflandırmak pek de doğru olmayacaktır.
Günümüzde rakı balık ikilisi birçok retoran dahilinde kurumsal yönden açıklığa çıkmış bulunmatadır. Bu durum daha çok piyasa değerlendirme sistemini düşündüğümüzde bize rakı ve balık ikilisini damak tadı açısından değerlendirmek yerine maddi açılardan bakma fırsatını veriyor. Toplumlarda yeme, içme, yaşama biçimi genellikle bir gelenek çerçevesinde sınırlandırılmıştır.
Bu yüzden gerek içtiklerimiz gerekse yediklerimiz farklı kültür ve geleneklerde farklı biçimlerde yorumlanıp, yerleştirilebilir. Bu durum onu bizim pek çok açıdan değerlendirmemiz konusunda ipucu verebilir. Bu yüzden günümüzde türk geleneği olarak rakı ve balığı birçok açıdan değerlendirebiliriz. Bu ikilinin tek bir yorumlaması yoktur. Birçok yönden ele alınabilir. Yiyecek ve içecek açısından tarihsel gelişimi takip ederken Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirleri de göz önünde bulundurmamız gerektiğinin altını çizmek gerekir. Yorumlamanın çeşitliliği olduğu için de onu tek bir kalıba sığdırarak sınıflandırmak pek de doğru olmayacaktır.